27 Şubat 2012 Pazartesi

GÜNÜMÜ YİTİRMİŞİM BEN

     


        Sabah olmuş güneş batmış
      Hava soğukmuş,ay hilal olmuş
      Anlamını yitirmişse yüreğimde
      Hasret düşmemişse gönlüme
      Gözümden yaş akmaz olmuş ise
      Günümü yitirmişim ben
      Deniz mavi mi gök bulutlu mu
      Fark etmiyorsa gözlerimde
      Bir çocuk aç mı, üşüyor mu  
      Önemsemiyorsam eğer günümü yitirmişim ben..........


 Doğacak sabahtan umudum kalmamışsa
 Gece yatmak dinlendirmiyorsa bu     bedeni
 İşe gitmek zevk vermiyorsa 
 Çocuklarıma yemek yapmak istemiyorsam eğer günümü yitirmişim ben
  Gözüm gözüne bakamıyor ise
   Sözüm sözünü anlamıyor ise
                                           Yüreğim heyecanla çarmıyor ise
                                           GÜNÜMÜ YİTİRMİŞİM BEN.............



21 Şubat 2012 Salı

     Etrafındaki insanların bazılarını seçemezsin ya mecburen ilişkilere devam edersin tıpkı anneni babanı seçemediğin gibi.Sevmediğin yanları,istemediğin huyları olur ama kabul edersin çünkü sen onların bir parçasısındır ,çünkü onlar seni her halinle severler.Evlatlarımız da öyle istediğimiz gibi olsunlar diye çabalarız,iyi eğitim,iyi öğretim alsınlar isteriz aman arkadaş çevrene dikkat et deriz ama nedense bize göre doğruları isteriz .Belki de yanlış etkilemişiz bir bakmışsın ki onlar da bizden farklı yani  aslında onları da seçemeyiz ama her haliyle onları severiz çünkü onlar bizim bir parçamız.Bazen hayıflanırız biz nerede hata yaptık,neyi öğretemedik diye .Bu belki bir kısır döngü belki kader kim bilir belki de farklılığın ta kendisidir.
     Bir de insanlara bir şeyler anlatırsın da kimse seni dinlemez ya gözünün içine bakar sen sözünü bitirmeden o keskel alaka bir şeyler der ya da kendince doğru cevap verir.Sen yırt bir yerlerini anlatacağım diye ama o seni dinlemez ki   kendi bildiğini söyler inatla ben konuşacağım der ve seni susturur.Bu ara böyle çok insan varmış gibi etrafımda anlatıyorum anlamıyor çünkü dinlemeyi bilmiyor.Mevlana'nın dediği gibi ''anlattıkların karşındakinin anladığı kadardır''diye gerçekten doğru.Eskiden çok kızardım bu olaylara.insanlara ama çevremdekiler böyle olunca istesen de kaçamazsın çünkü kaçarın yok.Alıştım mı ne şimdilerde ,gülüyorum onlara ve duymak istediklerini söylüyorum biliyorum yanlış bu ama ne anlatsam da O bildiğinde kararlı ne tavrı değişecek ne de olaya bakışı.Niye çatışayım ki diyorum,  kendi dinlenmediğime mi kızayım sadece onun anlattıklarının değerli olduğuna inanmasına mı kırılayım?.......
       İşte böyle durumlarda sadece susuyorum ,içimden gülüyorum sadece duymak istediklerini söylüyorum.Ama insanın bir eşek bir de eşref zamanı olurmuş bunu da unutmayın.!!!!!!!!!!!!


      

20 Şubat 2012 Pazartesi


         Geri dönülmez yolların ortasındayım var mıyım yok muyum bilmiyorum?Varlığımda cismim gezerken orda burda yokluğum üzer mi seni acaba?Varlığımda yok yokluğumda var olurken bu alemde ,yokluğumun izleri yaralar mı seni?Yok olmayı ben seçmedim ki,ruhum bazen varken yok oluyor,bazen de yokluğun ortasında bir çiçek gibi parlıyor. 
           Varlığı güzellik sananlar aldanıyor.Yokluğun içindeki varlığı bir anlasalar,yok olmanın hazzını bir tatsalar var olurlar mı acaba.Hiç olmak için gelmişim ben bu dünyaya.Yokluğumu hissettiğinde kapat gözlerini,duyma etraftan gelen sesleri,nasıl görebildin mi beni?Cismani alemde tenim ruhani alemde tinim seninle olsun.Bazen diyorum ya '' ben sana söyledim diye'' bilki yokluğumda söylemişimdir o sözleri.
              Yokluk alemi daha zengin,üzmüyor kimse kimseyi,eleştirmiyor da her şeyi sadece seviyor herkes herkesi kayıtsızca,şart koşmadan..........Bazen geziyorlar deniz kenarında 
bazen dans ediyorlar ağaçların altında bazen dinleniyor bazen de sadece dinliyorlar birbirlerini..

   

15 Şubat 2012 Çarşamba

Sakin bir limana yanaşır gibi yaklaştı
Başını adamın geniş omuzlarına yasladı
Dalgaların sahile vuran köpükleri rüzgarla savrulurken
Gözlerinden akan yaşlar adamın bağrına aktı
Adamın dinginliğinde kadın için için ağladı
Oysa içinde kırgınlık,öfke ve hırçınlık vardı
Bağırıp sağa sola umarsızca vurmak geliyordu içinden
Ama adamın kolları sakin bir liman gibi bedenine dolandı
Kadının hırçın ruhu dalgasız bir deniz gibi uysallaştı
Kadın başını kaldırıp adamın deniz mavisi gözlerine baktı
Ruhu ruhuna karıştı
Durgunluğu,dinginliği anladı ki O'na olan aşkıydı...........

SEVGİ

   Sevgi sevmenin eseri,sevgili sevenin gerçeğidir.Sevgi karşılıksız safça hissedilir,sevgili ise hep bir beklentidedir.Sevmek sevdiğini memnun etmek,sevdiğinin gözünden her şeyi hissetmektir.Ağacın dalındaki çiçek,gecenin karanlığındaki ay ışığı,yastığın yatağın kokusu,rüzgarın uğultusu sevgi ile dolar,taşar ve yaşar.
         Sevmek sevdiğini kendine mahkum etmek değil,mutluluğu ile mutlu olabilmektir.O'nun hayatını kendine bağlamak değil  kendi hayatınla onu bağdaştırmaktır.Sevmek göz göze bakıp erimek değil,el ele tutuşup gezmek değil,ruhunda o nu duyumsamaktır.O'nu düşününce içinin cız etmesidir,O uzaktayken de sevebilmek,güvenebilmek,endişelenmektir.Kızsan da istediklerine olur diyebilmektir,bazen bencillik yapmak istesen de O'nun mutluluğu için vazgeçebilmektir.O'nu her haliyle,her hatasıyla,her hatadan sonra sana sığınmasıyla sevebilmektir.Kırılsan da unutabilmek,öfkelensen de bağrına basıp  affedebilmektir.Birine rağmen O'nu terk etmek değil bir sürü sebeplere rağmen O'nunla kalıp yaşamaya devam edebilmektir.Bakışlarından hissettiklerini anlayabilmek,her davranışını yorumlayabilmektir.O'nu üzene kızmak ama susmak,O seni üzse de kırılmak ,uyarmak ama unutabilmektir.O 'nun avukatı gibi olamak,korumak ama kaprislerine boyun eğmektir.
      Söyleyin bana kimindir bu sevgi ya da kimedir bu sevgi?Bu sevgi ne dost,ne arkadaş ,ne yar,ne de eşde bulunur.Bu sevgi küçücük bedenlerde taşınan anne yüreğindedir.Anne sevgisi sonsuzdur,su gibi saf,toprak gibi verici,gök kuşağı gibi renkli.Güneş gibi ısıtır,bazen kuşlar gibi seni özgür bırakır bazen de kanatlarının arasına alır sarıp sarmalar seni,bedenini ,yüreğini..............

10 Şubat 2012 Cuma

ağlamayı ben seçmedim



göz yaşları beni sevdi


ağlamak sevincim ,isyanım,kaderim


göz yaşları hislerim,baş kaldırışım,kabullenişim


ağlamak sığındığım arkadaşım,dostum


göz yaşları dışa vuruşum,bağırışım,mutluluğum oldu benim


ağlamaktan vazgeçer miyim bilmem


göz yaşlarım kurur da akmaz hale gelir mi bilemem


ama boğazımdaki düğüm nasıl çözümlenir


içimdeki isyan nasıl azalır


sevincim,çoşkum nasıl şekillenir


kaderi kabullenişim nasıl kolaylaşır


hislerim nasıl dile gelir işte bunları hiç bilemem


tek bildiğim ağlamak bana iyi geliyor


sevincimde,üzüntümde,çaresizliğimde,sıkıldığımda,gurulandığımda






haberlere,müziklere,filmlere,ölümlere hep ağlarım .....

20 eylül 2011 de kaybettiğim babama(O'nu kaybetmden den 1 ay önce yazmıştım)

Bu gün göz yaşlarımla uyandım sabaha kolum kanadım kırık,kalbim buruk
Yine seni gördüm rüyamda çocukken de görürdüm ama
Şu seni kaybetme korkusu var ya
Boğazıma bir şey düğümlenip te yutkunamıyorum ya
Gözlerime dolup ta akan yaşlara engel olamıyorum da
Ne yapacağım ben senin yokluğunda
Dört yaşlarındaydım hatırlar mısın baba annem kardeşimle hastanedeydi
Sen bana balon almıştın yolda elimden tutup gitmiştik yanlarına
Ben hiç unutmuyorum baba çok gençtin sen o zamanlarda
Hep genç kalmak istedin derdin hep 18,5 yaşındayım ya
Ben gülerdim sana biliyorum gönlün hala çok genç baba
Nerden yaklandın şu amansız hastalığa.........
Şu seni kaybetme korkusu var ya engel olamıyorum gözlerimden akan yaşlara
Hatırlar mısın  baba!Hep derdin ya!
Bir kızım olacağına 9 oğlum olsun çok kızardım o zaman ben sana
Neden beni sevmiyor diye ağlardım yatağımda
Sonra bir gün dedim ki sana beni niye sevmiyorsun baba
Hiç bir şey demedin bana baktın suratıma
2 ,3 kadeh içtikten sonra ağlamaya başladın yer sofrasında
Kıyamadım ben sana baba sarıldım boynuna
Hani bir gün yine arabamızı satmıştın ya
Kırmızı austin olanı
2-3 kadeh içtikten sonra başladın yine ağlamaya
Arabayla olan anılarını anlattın bana sonra ikimiz de başladık ağlamaya
Ne duygusal adamsın sen baba
Hep derdin ya baba
İnsan sevdiğini yerden yere vurur diye
Sen en çok annemi mi sevdin baba
En çok ona eziyet ettin bu hayatta
Ah babam ah
Şu seni kaybetme korkusu var ya
Nasıl yerini dolduracağım söyle bana
Biz çok kızardık kırılırdık ama birbirimize çok benzerdik aslında
Çok konuşmayı sevmedin bu hayatta az öz anlattın her şeyi insanlara
Az konuşmalarının içinde çok büyük anlamlar yüklüydü hep baba
Hatırlar mısın baba
Bana hep erkek gibi ol derdin bu hayatta
fazla erkek gibi oldum be baba
Hatta dövdüklerim şikayete gelirdi ya sana
Onların yanında kızardın bana sonra da tebrik edip hep böyle ol derdin ya
Çok hoşuma giderdi aslında benle gurur duyman çok güzel baba
Bana güvenmem kezban yapar demen ruhumu okşardı hep baba
hatırlar mısın baba
Gelin olurken belime kuşak bağlamıştın ya
Çok canım acımıştı o zaman da ayrılık acısı canımı yakmıştı da
Ölüyorum gibi gelmişti bana sarılıp ağlamıştık doyasıya
Yine mi öyle olacak baba söylesene bana ben ne yapacağım senin yokluğunda
hani geçenlerde bana bir soru sordun ya
Yalan söyledim babam ben sana
öksürürken kan geliyor ağrım çok demiştin ama baba
çarem yok yalan söyledim sana kızma bana ne olur beni bağışla
Sen hep derdin ya
Giden gelmiyor güzel herhalde diye
eminim güzeldir baba seni bekleyenler var orda kızın baban amcam
en güzel yerler ayrılmıştır sana huriler dolaşacak sağında solunda
sen gidersen ben ne yapacağım derken baba senle vedalaşmak çok zor geldi bana
seni çok seviyorum hep hatırla mekanın cennet olsun güzel babam...........

7 Şubat 2012 Salı

YAĞMUR

      Cama vuran yağmur damlaları gibi yüreğimde de damlalar birikiyor.Ne güzel camın ardından izlemek yağan yağmuru.Yüreğimin bungunluğu gibi bulutlu hava,yağmurun rahmeti gibi içim sevgi ile dolu,sağnak yağmur misali  sevgimin yüceliği.Issız sokaklar gibi bomboş düşüncelerim,kelimelerim.Beynim durgun üretemiyor bu gün oysa dilimde laf çok yüreğimde ise söz yok.Yağmurun sağnağı altında kalsam kendime gelirmiyim ki...Oysa sakinliği sevdiğim gibi sakin yağan yağmuru severim ,tane tane cama vuran damlalar neler uçuşturur kimbilir  aklımda.Hep merak ederim kuşlar yağmurda nasıl uçar diye çünkü kuş olup uçmak istemişimdir hep.Bazen gönlümü bazen de bedenimi kaçırmak buralardan.Gitmek gitmek ne varacağın yeri bilmek ne de döneceğin yerden emin olmak.Bazen  başı boş avare avare dolaşmak.Git ama dönme, git ama ulaşama, varma bir yerlere sadece gezginci ol kuşlar gibi dolaş çıktığın noktayı da unut.