1 Kasım 2012 Perşembe

Kapıyı vurup hızla dışarıya kaçmıştı genç adam...Karanlığın içinde yok olup gitmek görünmez olmak istedi yüreğinden.
Ardında bıraktığı kendisi mi,gençliği mi, yoksa anıları mıydı ?Yürürken hakim olamadığı göz yaşları,acıları mı, yoksa pişmanlıkları mıydı?
Amaçsızca yürüdü karanlığın Onu yok etmesini istercesine.........
Kime gidip sığınsaydı,derdini kime anlatsaydı?Yüreği kor gibi yanarken,öfkesi dağları aşarken nasıl  da suskun kalıp kapıyı ardından çekip gittiğine kendisi de şaşırmıştı,
Geride bıraktığı yok olan anıları mı ,yoksa acımasızca yaşattırdığı anların intikamı mıydı?
Geçmişin anıları içini böyle acıtırken geleceğe nasıl umutla bakacaktı?Kırdığı zincirleri kimle dolayacak nasıl umut edip yaşayacaktı?
Sabaha kadar deli gibi karanlıkta kaybolmak için dolandı,günün ilk ışıkları ile acısı daha da gün yüzüne çıkıp arttı.Çareyi çaresizce kadehlerde aradı ama kendine geldiğinde aynı acı  kor gibi yüreğini yakmaktaydı....
Nefret ,intikam,acı hayatını bulandırdı .
Ümit,umut,sevmek,özlemek,beklemek ne zamandı,hangi zamana kalmıştı bir türlü bulamadı...............

Hiç yorum yok: