29 Kasım 2011 Salı

YOL ARKADAŞIM

Güneşin ışıkları gibi ısıt içimi,kalbimin seni hissettiği gibi hisset beni.
Gök yüzündeki yıldızlar gibi parla her daim
Elimi uzatınca tutacağım sanıp tutamayayım seni.
Bir var ol bir yok ol bana ,özleminden yanıp tutuşurken
Görünmezlerden bir görünüp bir kaybol
Duyulmaz diyarlardan bir seslen sonra aniden yok ol
Bileyim var olduğunu bileyim buluşma zamanlarını
Bileyim de ben de yok olayım......
Gelinmezlerden gel görünmezlerden gör beni,
Tam benim oldun diyeceğim an yine yok ol bilinmeze git
Tam seninim diyeceğim an yine kaybol meşhul diyarlara git
Tanıma beni,bilme,görme ama bil...bil ki ben varım
Hayallerinin tam ortasındayım,seraplara uzatırsan ellerini çöllerdeyim
Denizlerde arama beni,dağda,ormanda bulursun belki benliğimi.
Güneşin doğuşunda göremezsin cismimi
Ama güneşin battığı yer benimdir bilir misin?
Sanma ki batan güneş benim
Sen gece zannederken bu alemi ben güneş olup başka alemlerdeyim.
Belki bir deniz kenarında çayımı ya da köpüklü kahvemi yudumlarken bulabilirsin renksiz cismimi
Belki de bir ağacın altında oturmuş bakıyorumdur ağacın heybetine,ulaşılmazlığına ,sağlam köklerine
Ve gövdesinde misafir ettiği onca mahlukata
İşte onlardan sadece kuş olup gezerim bu alemi...
Ben ulaşılmazım bazen sevenlerimle dolu alemimde
Anladıklarını sanaların arasında anlaşılmaz,delilerin arasında akıllı,
Akıllıların arasında saf,çılgınların arasında oturaklı,
Oturaklıların arasında çiçek gibi ışık saçan biriyim.
Ulaşılmaz olmak istedim hep tam tutacaklarken uçmak
Tam yakalayacakları zaman kaçmak ondandır vazgeçilmezliğim



Sen BİR GARİP  san kendini bu alemde seni bir garip eden belki de benim

Yanarım ,dönerim,uçarım,kaçarım ama sevdiğimden ,sevgimden,senden vazgeçemem

Yüreğim seçmiş seni yol arkadaşım nasıl geçerim sevginden ve senden.............

18 Kasım 2011 Cuma

Yüreğimdeki hüzün bulutlarını rüzgarım olup dağıtır mısın?
Gözümden yağmur gibi akan yaşlarımı güneşim olup kurutur musun?
Gök kuşağı gibi çıkıp benim dünyama renk katar mısın?
Gece karanlığına düşmüş yüreğimi gök yüzündeki kayan yıldız olup aydınlatır mısın?
Bir peri gibi tuttuğum dileklerimi yapar mısın?
Ben gözlerinin esiri olmuşken sen benim her şeyim olur musun?
Gözlerime başka göz değmezken ellerim sadece senin ellerini bilmişken
Sen bütün benliğini bana teslim eder misin?
Fırtınaları çıkaran sen,yağmur olup gözlerime dolan yine sen,
Kafamı bulutlandıran mı inan ki o da sen
Ama nedendir ki hepsini silip yok eden yine sen
Deli gibi kızıp , deniz köpükleri gibi kabarsa da yüreğim
Sen gelip yanıma yatınca dinginliyorum, iyi ki geldin diyorum
Dinginliğim de sen ,güneşim de sen, ışığım da sen ..................

3 Kasım 2011 Perşembe

ZAMANIN KÜLLERİ

   Zamanın külleri savruldu ,rüzgarlarla savrulan sararan yapraklar gibi.Her savrulan yaprak gibi yaşanmışlık ve bitmişlik içermekteydi.Geçen günlerle kül olan zaman sararan yaprak gibi yitip gitti.Nasıl yaprak toprağa karışıp toprakla bütünleşiyorsa zamanın külleri de anılarla birleşip hatıralar denizinde birikti  yeri geldi hatırlandı yeri geldi gülümsendi yeri geldi lanetle dillendi.
   Zamanın külleri bizi olgunlaştırdı ,hatalarımızı gösterdi bazen öyle oldu ki ben bunu yaşamıştım dedirtti ve dejavu gibi tekrar yaşandı.Zamanın külleri hatıra denizinden  çıkıp kendini hatırlattı.Bazen kahkaha atıldı bazen içimizi burktu bazen de öfkelendirdi ama hep bir yaşanmışlık vardı.Zamanın külleri bizim hayatımızı anlattı, bitip yiten hayatlardan ise bize kalan tek bu küller oldu.
                                                                                    bahardallarım