20 Nisan 2013 Cumartesi

      Otobüsün camda aks eden yüzüne baktı bir süre..Gözleri  aşk ,
sevgi,özlem bir de bin pişmanlıkla yanarken.Dayadı başını  cama
elinde olmadan akan göz yaşlarını izledi ,sanki ağlayan o değilmiş gibi.Canı acıdı o ağlayan gözlere,kor gibi yanan bi çare yüreğe.
Camdakine derdini sorsa söyler miydi,söylese acısı diner miydi,ko-
nuşsa anlatsa belki de iyi gelirdi.Ama ağlayan konuşmadan ,acıyı şarap gibi yudum yudum içer gibiydi,etrafına duvar örmüş kimseye aldırmadan ağlaması,kendine bakması,kendine kızar ya da acır gibiydi.Yanağı yanağına değerken kendisini teselli eder   gibiydi, 
gözlerinin içine bakarak ağlaması suçlu sensin sensin der gibiydi...
   Mutluluğun ardından hüzünlere boğulması ,kendini çıkmazda hissetmesi kader mi yoksa kendi seçimi miydi?Niye kurtulamıyordu bu girdaptan ,aşkın büyüsü bu derece  mi kör etmişti?O'nun yanında 
her bakış bir damla mey gibi sarhoş ediyordu benliğini,O'ndan ayrılınca da körkütük sarhoş gibi ne yaptığını bilmez hadeydi.
   Yüz kere düşünse de ayrılmayı bin defa vazgeçiyordu......
Bu zamana dek yaşadıkları yalan mıydı?Koşolsuz,şartsız sadece
sevgi vardı...............






Hiç yorum yok: