21 Şubat 2012 Salı

     Etrafındaki insanların bazılarını seçemezsin ya mecburen ilişkilere devam edersin tıpkı anneni babanı seçemediğin gibi.Sevmediğin yanları,istemediğin huyları olur ama kabul edersin çünkü sen onların bir parçasısındır ,çünkü onlar seni her halinle severler.Evlatlarımız da öyle istediğimiz gibi olsunlar diye çabalarız,iyi eğitim,iyi öğretim alsınlar isteriz aman arkadaş çevrene dikkat et deriz ama nedense bize göre doğruları isteriz .Belki de yanlış etkilemişiz bir bakmışsın ki onlar da bizden farklı yani  aslında onları da seçemeyiz ama her haliyle onları severiz çünkü onlar bizim bir parçamız.Bazen hayıflanırız biz nerede hata yaptık,neyi öğretemedik diye .Bu belki bir kısır döngü belki kader kim bilir belki de farklılığın ta kendisidir.
     Bir de insanlara bir şeyler anlatırsın da kimse seni dinlemez ya gözünün içine bakar sen sözünü bitirmeden o keskel alaka bir şeyler der ya da kendince doğru cevap verir.Sen yırt bir yerlerini anlatacağım diye ama o seni dinlemez ki   kendi bildiğini söyler inatla ben konuşacağım der ve seni susturur.Bu ara böyle çok insan varmış gibi etrafımda anlatıyorum anlamıyor çünkü dinlemeyi bilmiyor.Mevlana'nın dediği gibi ''anlattıkların karşındakinin anladığı kadardır''diye gerçekten doğru.Eskiden çok kızardım bu olaylara.insanlara ama çevremdekiler böyle olunca istesen de kaçamazsın çünkü kaçarın yok.Alıştım mı ne şimdilerde ,gülüyorum onlara ve duymak istediklerini söylüyorum biliyorum yanlış bu ama ne anlatsam da O bildiğinde kararlı ne tavrı değişecek ne de olaya bakışı.Niye çatışayım ki diyorum,  kendi dinlenmediğime mi kızayım sadece onun anlattıklarının değerli olduğuna inanmasına mı kırılayım?.......
       İşte böyle durumlarda sadece susuyorum ,içimden gülüyorum sadece duymak istediklerini söylüyorum.Ama insanın bir eşek bir de eşref zamanı olurmuş bunu da unutmayın.!!!!!!!!!!!!


      

Hiç yorum yok: